Genç Escort - Escort  – Vip Elit Gerçek Resimli Eskort Bayan

Genç Escort - Escort – Vip Elit Gerçek Resimli Eskort Bayan

Genç Escort , Escort Genç , Genç Escort Bayan , Genç Bayan Escort Genç Escort , Genç Escort Bayan , Eskort Genç Kızlar , Vip Elit Türbanlı Gerçek Resimli Genç Escort Kadınlar Sınırsız Sex Fırsatı

Can Tertip

Can Tertip

Ablam Zeliha benden iki yaş büyüktür, o da benimle birlikte köyde büyüdü. Zeliha ablam liseden sonra üniversiteyi kazandı ve Kütahya'ya gitti. İlk sene yurtta kaldı, sonradan oradaki bir akrabamızın kiralık dairesi boşalınca orayı tuttu ve tek başına yaşamaya başladı. Ben okumadım, köyde ailemin çiftçilik işleriyle uğraşıyordum. Bu sebeple yaşım gelince hemen askere gittim. Askerlik yaptığım İstanbul'da tertibim Hasan vardı. Hasan Kütahya'lı olduğundan, "Benim ablam da Kütahya'da okuyor, Kütahya nasıl bir şehir?" diye sormamla aramızda muhabbet başlamış, zamanla da çok iyi arkadaş olmuştuk. Benim askerlik bitti ve tezkereyi alır almaz memlekete gitmedim, Kütahya yakın diye Zeliha ablamın yanına uğradım. Geleceğimden haberi vardı, bana güzel yemekler hazırlamıştı. Yemeğimizi yedikten sonra oturduk, sohbet ettik, özlem giderdik. Sabah kahvaltımızı yapınca o okula gitti, ben evde oturup vakit geçirdim. Hiçbir yer bilmediğim için akşam birlikte çıktık, gezdik, gece eve geldik. Zeliha ablam 1.75 boyunda, esmer, kapalı bir kızdır. Balık etli bir fiziği var, ama ona çok yakışıyor. Dışarıda başörtüsü takıyordu, ama Kütahya'ya geldikten sonra giyimi kuşamı değişmiş ve güzelleşmişti. Çarşıya çıktığımızda erkeklerin ona bakışları dikkatimi çekmişti. Doğrusu onlara hak veriyordum. Çünkü erkek gözüyle bakacak olursam nefis bir parçaydı ablam... Bunun için ekstra bir şey yapmasına gerek yoktu. Başörtüsüne rağmen giyim seçimleri, yuvarlacık kalçalarını saran daracık etekler, taytlar, kotlar, babet ayakkabılarından görünen minik ayaklarını süsleyen file ya da ince siyah çoraplar onu seks için yaratılmış bir afet haline getiriyordu. Hele evde otururken ne örtü, ne bir şey, hiç dikkat etmiyordu kendine… Benden büyük diye başına buyruk davranıyor, bağımsızlığını ilan etmiş, yarı çıplak geziyordu evin içinde… Anasını sikeyim, bu çocuk askerden gelmiş, duvarlara tırmanıyor, siki kalkık geziyor diye düşündüğü yoktu hiç… Askerde hiç olmazsa böyle burnumun dibinde koca memeleriyle, diri kalçalarını saran daracık taytı ile dolaşan, kahkahalarıyla coşturup iç gıcıklayan, beraber otururken kısa etekleri açılıp bacaklarını görebildiğim bir dişi yoktu, amsızlığa dayanıyordum. Ablamın evine geldiğimden beri günde en az üç kez o memelere, o bacaklara otuzbir çekmekten helak oluyordum. 'Abla, biraz açık değil mi üstündeki' diyecek oldum, lafı ağzıma tıktı. 'Oğlum köy değil burası, çarşaf giyip kapanacak değilim. Üniversite ortamına ayak uydurmam lazım, yoksa dışlanırım.' dedi, sustum ben de, bir daha ağzımı açmadım. Eh, açık saçık dolaşması benim de işime geliyordu doğrusu, bana otuzbir malzemesi veriyordu bol bol… Ulan bu kız hem sapık yaptı beni, hem pezevenk diye kızsam da banyoda döllerimi fayanslara fışkırtıp rahatlarken pek şikayet etmiyordum. Ben geleli bir hafta olmuştu. Her akşam dışarı çıkıyorduk. O gün yine akşam dışarı çıktık, biraz gezdik. Sonra bir çay bahçesinde oturduk, çay içiyorduk. O sırada telefonum çaldı. Arayan benim tertip Hasan'dı. Hemen açtım telefonu. Ben hiç izin kullanmadığım için ondan bir hafta erken gelmiştim. O da tezkeresini almış şimdi Kütahya'da imiş. Bulunduğumuz çay bahçesinin yerini tarif ettim, çay kahve içeriz, biraz sohbet eder, dertleşiriz diye düşündüm. Yarım saat olmadan Hasan yanımıza geldi. Tertibimi ablamla tanıştırdım. Sohbet muhabbet çay, kahve derken karnımız acıktı. Hasan, "Bildiğim çok güzel bir yer var, hem yemek yeriz hem bir şeyler içeriz!" dedi ve kalktık. Çok güzel, gençlerin takıldığı bir mekana götürdü bizi. Oturduk, yemeğimizi söyledik. Ablamla ikisi kafaca anlaşmışlar, konuşup gülüşüyorlardı. Yemeklerimizi beklerken, Hasan, "İçki içelim mi?" diye sordu. "Ben her zaman içmiyorum!" dedim. "Tertip artık sivildeyiz, biraz kafa dağıtalım! Bir iki duble viskiden bir şey olmaz!" deyince kırmadım kabul ettim. Ablam da, "Ben meşrubat içeceğim!" dedi. Hasan, "Buranın alkolsüz kokteylleri var, çok güzel. Sana da ondan söyleyeyim!" dedi ve kalktı, bara gidip içecekleri söyledi. Barmen arkadaşıymış, kafa kafaya verdiler, bir şeyler konuşup gülüştüler. Siparişler geldi, yemeğimizi yiyor, içkilerimizi içiyor, sohbet ediyorduk. İkinci dubleden sonra benim kafam dönmeye başladı. Ablam ise 'biz ikimiz hemşeriyiz' dediği Hasan'la sohbeti iyice koyulaştırmış, sanki kırk yıllık arkadaş gibi samimi olmuşlardı. Bir ara dans müziği çalmaya başladı. Çiftler piste çıkıp dans ediyordu. Hasan, "Ablanı dansa kaldırsana tertip!" dedi. Ben de, "Yok tertip, ben anlamam, siz dans edin!" dedim. Benim öyle dememi bekliyorlarmış gibi hemen kalktılar ve dans etmeye başladılar. Onlar dans ederken barmen bana bir duble daha getirdi. Onu da içince iyice bir tuhaf olmuştum. Robot gibi oturmuş etrafa bakınıyordum. Bir ara gözüm ablamla Hasan'a takıldı. Hasan elini ablamın tam götünün üstüne koymuş, ufak ufak hareketlerle okşuyordu. Dans bahanesiyle de ablamı iyice kendine çekmiş, resmen sürtünüyordu. Ablam ise Hasan'ın gözlerine bakarak gülümsüyor, bir şeyler konuşuyorlardı. Aldırış etmedim, içkiden başım dönüyordu. Yanlarına gidip hesap sormayı bırak, ayağa kalkacak halim bile yoktu. Bir süre dans ettikten sonra masaya geldiler. Barmen ablama da yeni bir kokteyl getirdi. O kokteyl nasıl bir şeyse artık, ablamın yüzü kıpkırmızı olmuş, konuşurken dili dolanıyordu. Benim fırlama tertiple barmenin konuşup gülüşmeleri geldi gözümün önüne, olayı çözdüm. Bizi sarhoş etme planı vardı bu herifin, çok dikkatli olmalıydım. Sarhoş ablamı bu kurda yedirmemeliydim. Ben zaten içkiye alışkın değildim, Hasan'ın zoruyla bir duble daha içtim ve iyice kötü oldum. Hasan hesabı ödedi, kalktık, ama ben ayakta zor duruyorum. Hasan, "Sizi evinize bırakayım!" dedi, oradan bir taksiye bindik. Yolda Hasan bir tekel bayine uğradı, sigara ve birkaç tane bira aldı. Ablam, "Daha içecek misin Hasan ?" diye sordu. 'Sanki herif nikahlı kocası, sana ne ulan?' dedim peltek sarhoş ağzıyla… İkisi manalı manalı bakıştılar. İçimden eyvah dedim ablam bu gece tertibimi kocası yapmaya niyetli galiba… Hasan da, "Sizi bırakayım, bunları da evimde içeceğim!" dedi. Eve varınca taksiden indik. Hasan taksiyle devam edecekti. Ama ben ayakta durmakta zorlanıyordum. Ablam Hasan'dan rica etti, "Yukarıya kadar yardım et, öyle gidersin!" dedi. Hasan da ücretini ödeyip taksiyi gönderdi. Ve Hasan'ın yardımıyla yukarı çıktık. Beni, üstümü bile çıkaramadan yatağıma yatırdılar. Kafam acayip dönüyordu. En iyisi uyuyayım dedim, gözlerimi kapadım. Hemen uyumuşum. Ama aradan on dakika geçmeden aşırı mide bulantısı ile uyandım. Yatağın yanına kafamı zor uzatıp yere halının üzerine kustum. Kusunca biraz rahatlamıştım. Yatağa oturdum, kendime gelmeye çalışıyordum. Benim yattığım odanın kapısı açıktı, salonda ışıklar kapalı, ama televizyonun sesi geliyordu. Biraz kendime geldikten sonra mutfaktan kağıt havlu alayım da halıyı temizleyim diye kalktım. Mutfağa giderken salona baktım. Kimse yoktu ama televizyon açıktı. Sehpada kapağı açık bira, yanında neskafe ve küllükte de halen yanan bir sigara vardı. Mutfağa baktım orda da kimse yoktu. Ama ablamın odasının ışığı yanıyordu, kapı kapalı idi, kapının altından ışık görünüyordu. Bu işte bir anormallik vardı. Ablamın odasına yaklaştım, içerden tuhaf tuhaf sesler geliyordu. Anahtar deliğine eğilip baktım. İkisi de yatağa uzanmıştı. Hasan, ablamı hem okşuyor hem öpüyor, hem de yavaş yavaş soymaya çalışıyordu. Önce sinirlendim, öfkelendim. Odaya dalıp ikisini de darmadağın edecektim. Ama hala içkiden başım dönüyordu, biraz kapının önünde olduğum yere çöküp kendime gelmeye çalıştım. İçerideki insanlar biri ablamdı, biri aylarca kardeşim gibi gördüğüm tertibim, asker arkadaşım… İçeriye girip engel olsam, ikisini tokatlayıp Hasan'ı siktir etsem, evden ve hayatımdan kovsam? Ne değişecek? Çakal tertip leşin kokusunu almış artık, ben gidince ablamı yine tavlar, kesin siker kızı… Sonra içimdeki seks düşkünü abaza herif düşüncelerimde üste çıkmaya başladı. Ablamdı ama sonuçta dişiydi, tabu demeden, günah demeden, uğruna otuzbirler çektiğim bir varlık… Bütün gün memelerine, açılan bacaklarına, dışarıda yürürken çalkaladığı kalçalarına hayran olduğum, sikme hayalleri kurarak mastürbasyon yaptığım ablam… Sonunda siktir et dedim kendi kendime… Ne yapacağım, içeri dalıp tertibimi bıçaklayacak halim yok, ya da ablamı gebertecek miyim namus meselesi diye? Benim gibi kanları kaynayan iki genç insan… Denk getirmişler, sikişiyorlar. Sikeyim anasını, sıçayım namusuna… Bari benim gibi otuzbir çekmeye mahkum olmasınlar, en azından onlar seks arzularını gidersinler, ben de onları röntgenleyip otuzbir çekerim dedim. Tekrar doğrulup kapıya yanaştım. Baktım, içerdeki ateşli azgınlar kapıyı kapamayı bile unutmuşlar, biraz itmem iki parmak aralanmasına yetti. İçeriyi rahatça gözetleyebilirdim artık… Salondaki küllükte halen yanan sigaradan belli ki daha yeni odaya geçmişlerdi. Hasan, elini ablamın eteğinin altına sokmuş, bacaklarını okşaya okşaya yukarı doğru çıkıyordu. Ablam ise elini ittiriyor, sanki istemiyor gibiydi. Ama Hasan devam ediyordu. Az sonra esmer güzeli ablamın altındaki etek iyice sıyrılmış, sütun gibi dolgun bacakları meydana çıkmıştı. Hasan, elini iyice yukarı çıkartmış, beyaz külodunun üstünden ablamın kabarık amını okşamaya uğraşıyordu. Hasan elini ablamın amına attıkça ablam Hasan'ın elini tutup geri çekiyordu. Fakat dudakları hiç ayrılmıyor, nefes bile almadan öpüşüyorlardı. Hasan'ın elini külodundan çekip itiyor, bu kez o el memelerine yapışıyor, mıncıklayıp duruyordu. Oradan çekince bu defa külodun ağının yanından amcığını okşamaya başlıyordu. Ablamdan yüz bulamayınca Hasan yavaşça kendi pantolonunu çıkarıp sadece külotla kaldı ve zorlayarak ablamın bacak arasına girdi. Dudaklarını emerken bir yandan da külottan kabarıklığı belli olan yarrağını ablamın tam amının üstüne sürtüyor, onu tahrik etmeye çalışıyordu. İşe de yarıyordu, ablam amının üstünde sürtünen yarraktan iyice tahrik olmuş olacak ki, kendini iyice salmış, bacaklarını iyice aralamış, kendinden geçiyordu. Hasan doğrulup ablamın külodunu indirmek istedi, ablam, "Hasan, yapmaa, yeter artık!" dedi. Hasan ise, "Daha yeni başlıyoruz, ne yeteri?" dedi. "Kardeşim duyacak, rezil olacağız, nolur bırak, yeter, bizi böyle görürse nasıl yüzüne bakarız?" dedi. Hasan, "Korkma, kardeşinin götünde pireler uçuşuyor, iki gün sonra zor uyanır! İyice sarhoş zaten… Dans ederken sana neler yaptığımı gördü, sesini çıkarmadı tertibim…" dedi. Orospu çocuğu ablamı sikmek üzereydi ve benden tertibim diye bahsediyordu. Ah bir bilse pezevenk tertibinin onları kapıdan canlı porno izler gibi izlediğini… Gözetlerken kalkmış sikini sıvazladığını… Ablam taş gibi olmuş siki külodun belinden çıkmış vaziyetteki tertibimin kalın yarağının amcığına baskı yapmasıyla zevkle kıvranırken bir yandan da, "Yapma Hasann!" diye inliyordu. Artık itiraz değildi dudaklarından çıkan sesler, zevk inlemelerine dönüşmüştü. Hasan, ablamın susması için tekrar dudaklarına yapıştı. Ablam gözlerini kapatmış halde Hasan'ın dudaklarına karşılık verirken, Hasan tek hamlede kendi külodunu çıkardı. Yarrağı kapkara ve kocamandı. Hasan şimdi çırılçıplaktı. Ablamın ise uzun eteği beline kadar sıyrılmış, beyaz külodu biraz aşağıya inmiş, gömleğinin düğmeleri açık, başındaki başörtüsü de iyice dağılmıştı. Ablamın memelerini sutyenden kurtaran Hasan memeleri yalayıp emmeye başlayınca ablam da artık iyice kendinden geçmişti. Hasan elini yarrağına götürdü ve ablamın külotunu az daha indirip yarrağını amının dudakları arasına sürtmeye başladı. Ablam, "Hasan nolur dur!" deyince, Hasan, "Ne oldu canım? Bakire misin yoksa?" dedi. Ablam zevkten cevap bile veremiyordu, ama bakışlarından ve sevişmesinden bakire olmadığı belliydi. Hasan'ın sürtmesi ablamı çıldırtmıştı. Sonunda o da şehvetin kollarına teslim oldu, "Sok hadi, bakire değilim!" dedi. Bunu duyan Hasan yarrağını bir anda amının içine doğru ittirdi. Dibine kadar girince ablam, "Ohhhhh!" diye inledi. Hasan biraz içinde bekledi, sonra yavaşça git gele başladı. Hasan'ın kalın yarrağı ablamın pamuk gibi amında gidip gelirken ablam ellerini Hasan'ın beline sarmış kendine doğru çekiyordu. Hasan ise tempoyu hiç bozmadan amının dibine dibine basıyordu. Ablamın amı zevkten sabun gibi vıcık vıcık olmuş, şapırtılar bana kadar geliyordu... Biraz pompaladıktan sonra Hasan durup, "Beğendin mi ulan azgın orospu? Yarağımı yemek hoşuna gidiyor mu? Sikim sana zevk veriyor mu?" diye sordu. Ablam, "Durma nolursun, devam et aşkım! Yalvarırım devam et!" diye inledi. Hasan inadına durdu, hareketsiz kaldı. Sikinin vajinasında hareket ettiğini, okşadığını hissetmek için altında kıvranan, belini kaldırıp indiren ablama gülerek, "Kardeşin uyanmasın? İstersen bırakalım!" dedi. Ablam sinirlenmişti, "Siksene orospu çocuğu! Yarağı tattırdın madem, sonuna kadar götür… Sik beni hadi…" diye bağırdı. Hasan yeniden sikmeye başladı. Ablamın sikilmek için böyle yalvarmasına ve böyle kelimeler kullanmasına çok şaşırmıştım. Benim namuslu sandığım ablam üniversiteye giderken orospunun hası olmuş meğer... Hasan'ın koca yarrağını dibine kadar alırken bana mısın demiyor, aksine zevkten inim inim inliyordu. Gördüğüm kadarıyla sekste hiç de acemi sayılmazdı doğrusu… Değme ev kadınına, seçme fahişeye taş çıkartırdı. Kim bilir ben Kütahya'ya gelmeden önce ne yaraklar yiyordu. Biraz sonra Hasan'ın pompalama temposu iyice hızlandı. Artık benim odamda uyuyor olmam umurlarında değildi. Kendilerinden geçmişler, yüksek sesle inim inim inliyorlardı. Derken ablam sara hastaları gibi titremeye ve kedi eniği gibi ciyaklamaya başladı. Az sonra da Hasan yarrağını ablamın amından çıkarıp böğürerek döllerini ablamın memelerine attırmaya başladı. Ablam da eline aldı yarağı ve tamamen boşalasıya kadar sıvazladı... Ben hemen yavaşça odama gittim, odamın ışığını açmadan yatağa uzandım. Uyuyor numarası yapıyordum, ama gözümü tam kapamamıştım, gözlerim kısıktı ve yattığım yerden koridoru görebiliyordum. Banyo benim odanın karşısında idi. Az sonra ablam üstü giyinik halde geldi, kapıdan bana baktı ve yavaşça kapımı çekip kapadı. Sonra, Hasan'a, "Gelebilirsin!" dedi. Göremiyordum ama seslerini duyabiliyordum, banyoya girmişlerdi. Duşun sesiyle karışık gülüşme sesleri geliyordu inceden. Sonra çıktılar banyodan. Gülüşerek salona gittiler. Ben artık Hasan gider diye düşünürken tam tersi oldu, az sonra gülüşerek tekrar ablamın yatak odasına girdiler ve kapıyı kapadılar. Birkaç dakika bekledim ve yavaşça odamın kapısına çıktım. Ablamın odasından ufak ufak fısıltılar geliyordu. Herhalde Hasan üstünü giyiniyor, çıkıp gidecek diye düşünürken dayanamadım ve yine kapılarının önüne gittim. Anahtar deliğinden baktım ki, Hasan halen çırılçıplak, bir elinde sigara diğer elinde bira var, yatakta sırtını duvara yaslamış oturuyor. Ablam da çırılçıplak soyunmuş ve yatağa uzanmış, kafası Hasan'ın kucağında, eline Hasan'ın inmiş yarrağını almış, yarağa bakıp, "Küçülmüş bu!" diyerek gülüyordu. "Ne gülüyorsun orospu, daha yeni boşaldı, iki dakika dinlenip kendine gelsin!" "Ben diriltirim şimdi onu!" dedi ablam... Hasan sigarasını söndürüp, "Ya sen ne orospu çıktın, kardeşin hep senden bahsederdi, senin nasıl iyi biri olduğunu anlatırdı. Fakat, harbiden iyiymişsin, muamelen çok iyi!" dedi. Ablam da Hasan'a gülümsedikten sonra yarrağını okşamaya ve öpmeye başladı. Hasan arkasına yaslanmış, bir elinde birası, diğeriyle de ablamın kafasını hem okşuyor hem de yarrağına bastırıyordu. Demin solucan gibi olan yarrak yine yılan gibi başını kaldırmıştı. Ablam yarrağın kafasından başlıyor, taşaklarına kadar yalıyor, tekrar başına çıkıp ağzına alıyordu. Birkaç dakika yaladıktan sonra damarları çıkan yarrak ablamı yine sinsi sinsi gülümsetmişti. Yalamayı bırakıp kalktı ve Hasan'ın kucağına oturdu, eliyle yarrağı amının ağzına yerleştirip, tek seferde amının içine aldı. Kucağında yavaş yavaş içinde oynatmaya başladı. Götünü öyle güzel çeviriyordu ki, amındaki yarrağı nerdeyse kıracaktı. Hasan elindeki birayı bırakıp ellerini ablamın götüne götürdü ve dudaklarına yapıştı. Elleri ablamın götünün yanaklarını iyice ayırırken alttan da pompalamaya başladı. Baktığım yerden ablamın kapkara göt deliği tam karşımdaydı. Yarrak amına girip çıkdıkça 'Şap, şap!' sesler çıkmaya baslamıştı. Hasan ablamın götünün yanaklarını iyice kavramış kendine kendine çekiyor, amına köküne kadar sokuyordu. Ablam inlemeye başlamıştı. "Ohhhh, sikkk, durma aşkım, ohhhhh, devam et bu şekilde!" diyordu. Bir süre bu şekilde Hasan'ın kucağında zıplayan ablam yorulmuş, nefes nefese kalmıştı. Birden yarağın üstünden kalktı. Hasan'ın elinden tutarak onu da kaldırdı ve yatağa çaprazlamasına domaldı, tam köşeye gelecek şekilde kafasını yatağa gömdü ve "Hadi aşkım, sikmeye devam et!" dedi. O pozisyonda amı kabak gibi arkaya çıkmıştı. Ablamın arkasına geçen Hasan yarrağını sürterek biraz bekledi ve bir anda aniden kökledi. Ablam, "Ahhhhhh! Hayvan!" diye çığlığı bastı. Hasan ablamın ağzını eliyle kapatıp, "Bağırma orospu, kardeşin uyanacak!" dedi. İçinde biraz bekledikten sonra ağzındaki elini çekti ve iki eliyle belinden kavrayarak sikmeye başladı. Sertçe sikiyor, köküne kadar sokuyordu. Ablam resmen acı çekiyor, "Aşkım, ne olursun dur!" diye yalvarıyordu. Ama Hasan hiç oralı olmadan sikmeye devam ediyordu. Hasan iyice kontrolden çıkmıştı, alkolün de etkisiyle ne boşalıyor, nede yavaşlıyordu, darbeli matkap gibi sikiyordu. Ablam, "Aşkım, ne olursun yeter artık, götüm çok acıyor, amımı sik!" dediği anda anladım ki Hasan götten girmişti. Ablamın çığlığından ve acıyla inlemesinden bunu anlamam lazımdı. Hasan insafa gelmişti, "Tamam aşkım!" diyerek yarrağını götünden çıkardı. Ablam osurarak yatağa yüz üstü seriliverdi. Biraz öyle yattıktan sonra oflayarak yan döndü. Hasan da ablamın yanına uzandı ve dudaklarına yapıştı. Öpüşürken bile Hasan'ın eli boş durmuyor, ablamın amını okşuyordu. Biraz bu şekilde dinlendikten sonra Hasan ablamı sırt üstü yatırıp bacak arasına yerleşti. Yarrağını ablamın amına soktu, bacaklarını omzuna kaldırdı ve sikmeye başladı. Vay anasını siktiğimin azgınları vay… Durup dinlenmek bilmiyordu ikisi de, ne tertibin kalın yarak yumuşayıp iniyordu, ne ablam doydum artık istemem diyordu. İkisi de deli gibi inliyor, nefes nefese sikişiyorlardı. Ablam zevkten gözlerini kapatmış, kollarını iki yana açmış, tırnaklarını geçirdiği çarşafı koparacakmış gibi asılıyordu. Defalarca boşaldı tertibimin altında, inleye inleye, bağırmamak için parmaklarını, yastıkları ısıra ısıra… Bir süre sonra ablam, "Aşkım ben bittim, hadi artık sen de boşal!" deyince Hasan yarağını ablamın amından çıkartıp göbeğine boşaldı. Boşalması bitince de ablamın üstüne yığıldı kaldı. Nefes nefese öylece kalmışlardı. Benim için de artık oradan uzaklaşma vakti gelmişti. Sessizce odama gittim. Seslere göre tekrar banyoya girdiler, sonra Hasan evine gitti. Artık o geceden sonra Hasan her gün benimle görüşmek istiyordu. Çoğu zaman birlikte dışarda bir yerde oturup çay içerken Hasan'ı biri arıyor, kısacık telefon konuşmasından sonra kapatıyordu. Sonra da Hasan bana, "Tertip, benim acil bir işim çıktı. Sen bir demlik çay daha söyle, keyfine bak. Ben yarım saatte işimi halleder gelirim!" deyip gidiyordu. Tabii ki telefondaki benim azgın orospu ablamdı, sikicisini arıyordu. Ben çay bahçesinde oturmuş çaya talim beklerken Hasan gidip ablama malı döşüyor, sonra da benim yanıma geliyordu!. Ne yapayım? Abla işte… Atsan atılmaz, satsan satılmaz. Pezevenklik de böyle bir şey… Sadece karın, sevgilin değil, bazen ablanın da başka erkeklerle sikişmesine razı oluyorsun. Razı olmakla da kalmıyor, benim gibi abaza sapık oluyorsun. Ablan sikişirken ona bakarak otuzbir çekiyorsun.

06.05.2024

Eve Dönüş
Eve Dönüş

Ben Mehmet. 19 yaşındayım ve bu Salı sabahı eve gelişimin üçüncü günü. Eve bir Pazar sabahı dört saa...

seks hikayesi
seks hikayesi

Herkese merhaba. Adım Seray, genç bir kızım. Ankara’da kardeşimle yaşıyorum. O çalışıyor ben okuyoru...

Can Tertip
Can Tertip

Ablam Zeliha benden iki yaş büyüktür, o da benimle birlikte köyde büyüdü. Zeliha ablam liseden sonra...